Kusursuzluğu Arama Çabası
Güncelleme tarihi: 4 Eki 2021
Mükemmeliyetçilik kısaca “en iyiyi en hatasız şekilde gerçekleştirme beklentisi” olarak tanımlayabiliriz. Bir nevi kusursuzluk arayışı içinde olmak…
Gordon H. Flett ve Paul L. Hewitt, bu konuyla ilgili yaptıkları uzun çalışmalar sonucunda, üç çeşit mükemmeliyetçilik saptamıştır (2002).

1. Kendine yönelik mükemmeliyetçilik
Kişi kendisinden çok yüksek beklentileri vardır. Kendisi için olanaksız, gerçek dışı standartlar belirler ve hata kabul etmez. Sürekli kendisini eleştiren bir iç sese sahiptir.
“Şu yaptığım işe bak, hiç yapmasam daha iyiydi, şimdi beni işten atsalar yerden göğe kadar haklılar.”
2. Başkasına yönelik mükemmeliyetçilik
Kişinin çevresinden çok yüksek beklentileri vardır. Çoğunluklar o insanların yapamayacaklarından fazlasını beklerler. Yapılan işi beğenmezler, hatalar bulur ve sadece bu hatalara odaklanırlar.
“Bu kadar basit bir resim ödevini beceremediğine inanamıyorum, ver bana ben yapayım, rezil olacaksın sınıfta.”
3. Sosyal beklentiler
Bu kişiler, çevresindekilerin ondan çok yüksek beklentileri olduğuna inanırlar. Ancak bu çok yüksek standartları gerçekleştirebilirlerse takdir ve onay alabileceklerini düşünürler. Sosyal kaygı sorunları, başkaları tarafından yargılanacakları korkuları çok baskındır.
“Bana güvenip bu işi bana verdiler, kusursuz yapmalıyım.”
Çeşidi ne olursa olsun mükemmeliyetçilik kişinin ruh sağlığına iyi gelmemektedir. Bu kişiler karar vermekte zorlanmaktadır çünkü her yönden en doğru kararı veriyor olmaları gerekmektedir. Sürekli bir plan yapma içindelerdir, her şeyi kontrol etmek isterler. Başarılarından çok başarısızlıklarına odaklanmaktadırlar. Tüm bunlar da onları sadece ruhen değil, bedenen de yormaktadır. Yapılan araştırmalar bu kişilerde migren tipi baş ağrısı, mide sorunları, yeme bozuklukları, fibromiyalji gibi fiziksel durumlara da sıkça rastlandığını göstermektedir.
Mükemmeliyetçiliği kendi kendinize de törpülemeniz mümkündür:
1- Kendinizle tanışıp onu sevmeye başlayabilirsiniz…
Siz kendinizi nasıl sevilmek istiyorsanız öyle sevmeye başlayın. Ayna karşısında kendinizle tanışın, inceleyin, övün, bu zamana kadar neler başardığınızı kendinize anlatın.
2- Kendinizi sevmeye başladıktan sonra diğer insanları da sevin.
Onlar da sizin gibi, sizin kadar bir birey. Onları da kendinizi sevdiğiniz gibi yargılamadan sevin.
3- Öncelikle hedef ve amaçlarını gözden geçirin.
Bunlar gerçekten sizin yapabileceğiniz şeyler mi? Cevabınız hayırsa daha gerçekçi amaç ve hedefler saptamaya çalışın.
4- “Ya hep ya hiç” düşünce yapısını değiştirmeye çalışın.
Bizler insanız ve hatalar insanlar için. “En iyisi olmayacaksa hiç yapmayayım” kalıbı sizi üretken olmaktan, yaratıcı olmaktan, adım atmaktan alıkoymaktadır
5- Hata yapmaktan korkmayın.
“En büyük öğretici yaptığımız hatalardır“. Hata yapmaktan korkmayın. Hata yapmak sizi küçültmez, güçsüzleştirmez. Size ne yapmamanız gerektiğini öğretir. Hem kendinizi hem de diğer insanları hatalarla kabul edip sevin.
6- Yapamadıklarınıza değil yaptıklarınıza odaklanın.
Başardıklarınıza odaklanmanız, başarmak istedikleriniz için sizi motive edecektir. Ayrıca başarıyı sınırlamayın, küçümsemeyin. Sadece ilerlemeyi taktir edin.
7- Mükemmel olmadan da değerli olduğuna sizi ikna edecek kanıtlar bulmaya çalışın.
Unutmayın kusursuzluk, gerçekleşmeyecek bir beklentidir.